26 Kasım 2011 Cumartesi

Mihail Bakunin


30 Mayıs 1814 yılında doğan Rus anarşist 13 Haziran 1876′da vefat etmiştir. Asıl adı Mihail Aleksandroviç Bakunin olan düşünür, Anarşist düşünürlerin ilk kuşağının temsilcilerindendir ve anarşizmin babaları olarak anılan düşünürlerden biridir.
Moskova’nın Kuzeybatısı’nda, Torzok ve Kuvşinovo arasındaki Piramukhino köyündeki aristokrat bir ailenin çocuğudur. 14 yaşındayken Topçuluk Üniversitesi’nde askeri eğitim aldığı St. Petersburg’a girri. 1832 yılında eğitimini tamamladı ve Rusya İmparatorluk Muhafız Alayı’na düşük rütbeli bir subay olarak atandı ve Minsk’e, Gardinas’a, Litvanya’ya gönderildi. Babası Bakunin’in askeri veya sivil göreve devam etmesini istiyorduysa da, o 1835 yılında ikisini de terk ederek, felsefe okumayı umut ettiği Moskova’yı seçti.
Moskova’da eski üniversitelilerden oluşan bir grupla arkadaşlık kurdu ve ardından sistematik bir idealist felsefe çalışmasına başladı. Özellikle de Schelling, Fichte ve Hegel’e yoğunlaştı. Başından beri o ve arkadaşları çalışmalarını, o dönem modern bilimin başkenti sayılan Berlin’e bir seyahat yaparak tamamlamak istiyorlardı. Bakunin’in ailesi bu yolculuğun masraflarını karşılamayı reddetti; fakat sonunda yumuşadılar ve 1840 yılında yolculuğa çıktı.

O dönemlerde Bakunin’in planı üniversitede profesör olmaktı. Ancak daha sonra sol Hegelciler adı verilen radikal öğrencilerle karşılaştı ve onlara katıldı. Berlin’deki sosyalist harekete dahil oldu. Buradan Proudhon ve George Sand’le karşılacağı, Polonyalı sürgünlerin lideriyle tanıştırılacağı Paris’e geçti. Paris’ten İsviçre’ye seyahat etti ve orada bir süre kalarak sosyalist hareketlerde faal olarak yer aldı.
İsviçre’deyken, Bakunin rusya hükümeti tarafından Rusya’ya çağrıldı ve çağrıyı reddetmesi üzerine mallarına el konuldu. 1848 yılında Paris’e döndüğünde, Rusya’ya karşı ateşli bir saldırı başlattı ve bu Bakunin’in Fransa’dan sürülmesine neden oldu. 1848′in devrimci hareketleri kendisine demokratik ajitasyon yapan köktenci bir kampanyaya katılma fırsatını verdi ve 1849 Mayısındaki Dresden ayaklanmasına katılması nedeniyle tutuklandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. Bununla birlikte idam hükmü ömür boyu hapse çevrildi ve rus yetkililere teslim edildi. Hapsedildi ve 1855 yılında doğu Sibirya’ya gönderildi.
Amur bölgesine gitmek için izin talep etti ve buradan kaçmayı başararak Japonya’ya, ardından da 1861 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nden İngiltere’ye geçti. Geri kalan yaşamını batı Avrupa’da özellikle de İsviçre’de sürgünde geçirdi. 1869′da Sosyal Demokrat Birliği kurdu. Bununla birlikte Birinci Enternasyonal’in uluslar arası bir organizasyon olduğu ve yalnızca ulusal organizasyonların üyeliğe kabul edildiği bahanesiyle Bakunin’in kurduğu birlik Birinci Enternasyonal’e alınmadı. Oluşturulduğu yıl dağılan bu birliği oluşturan çeşitli gruplar daha sonra Enternasyonal’e ayrı ayrı katıldılar.
1870′de Bakunin Lyons’taki başarısız bir ayaklanmanın önderliğini yaptı. Ayaklanma daha sonra Paris Komünü için örnek teşkil etti. Karl Marx ve Friedrich Engels daha sonra bu komünü onayladılar ve onu proletarya diktatörlüğünün bir örneği olarak tanımladılar; bununla beraber Marx Lyons’taki ayaklanmanın erken ve maceracı bir ayaklanma olduğu görüşündeydi. Çünkü başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Aynı zamanda Bakunin’in önderliğinde olması böyle bir değerlendirmeyi getirebildi.
Bakunin’in 1872′deki Lahey Kongresi’nde Marx’ın üstün gelmesiyle enternasyonal’den tasfiye edilmesi, Marksist düşüncenin devletin nihai çözülmesinden önce kurulmasını öngördüğü işçi devleti görüşü ile Bakunin’in bir ara basamağa gerek olmadığına dair görüşü arasındaki uyuşmazlığın açık bir temsili oldu. Marx’ın yaptığı sınıf çözümlemesini ve kapitalizme ilişkin öne sürdüğü ekonomik teorilerini kabul etmekle birlikte, Devlet ve otorite hakkındaki görüşlerini de son derece aciz, yeterisz buluyordu. Marx’ın küstah ve kibirli olduğunu ve yöntemlerinin komünist devrimi tehlikeye atacağını düşünüyordu. İlginç olan, Marx’ın redaktörlüğünü yaptığı Neue Rheinische Zeitung’da Bakunin’in rus ajanı olduğunu iddia eden bir haberin ciddiymiş gibi yayınlanması ve avrupa’da tüm burjuva basınının ve bunlara hakim Yahudi kökenlilerin bu sözde haberi sık sık tekrarlamaları karşısında Bakunin anti-semitist sayılabilecek ifadeler de kullanmıştır. Bu haber özellikle Marx’a çok yakın Utin tarafından sürekli gündemde tutulmuştur.
1873′de Lugano’da bir köşeye çekilmiş ve 13 Haziran 1876′da Bern’de vefat etmiştir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzu aşağıya yazınız